KARANTİNA SONRASININ PSİKOLOJİK ETKİLERİ NASIL OLACAK?

Uzun süre evde kaldıktan sonra normal yaşama dönüş kolay olmayacak. Zihinsel sağlığımız üzerinde oluşan hastalık korkusu, yargılama tutumu, toplu taşıma kullanma korkusu, tüketim ihtiyacı gibi etkilerden kurtulmak zaman alacak.

Yine de kendimizegüvenelim: “İnsanlar kendilerini rahat hissettikleri alanlardan çıkabilir.Çoğumuz sorunsuz bir şekilde yeniden uyum sağlayacağız” diyen psikoterapist Doç.Dr.Nurhan FISTIKCI bu durumu öngörerek, mümkün olduğunca sakin olmamızı tavsiye ediyor.

Başkalarından duyduğunuz korkunun üstesinden nasıl gelinir?

Karantinalar kaldırıldığında, elbette alınan önlemlere, sosyal mesafeye saygı göstererek dışarı çıkabiliyoruz, toplu taşıma araçlarına binebiliyoruz, halka açık yerlerde tekrar gezmeye başlayabiliyoruz.  

Normalleşme yaygınlaştıkça insanlarla karşılaşacağız ve bu durum endişe, anksiyete veya korku uyandırabilir. “Gerçekten de karantina psikolojisinin, sınırlanmanın, sınırlı sosyal etkileşimlerin psikolojik yansımalar vardır” diyor Doç.Dr.Nurhan FISTIKCI.

Birincisi, salgının tamamen sona ermemiş olması ve bilinen kesin bir tedavi yönteminin henüzolmaması, birileri tarafından virüsün bulaştırılma ve hasta olma korkusu. Özellikle toplu taşımada daha da güçlenmiş, başkalarıyla karşı karşıya gelen ve her zaman tavsiye edilen sosyal mesafeye olanak sağlamayan kapalı ve kaygı uyandıran bir alan.

İnsanlar belirsiz bir durum karşısında korkar ve kendilerini çaresiz hissederler. Daha şüpheci, yargılayıcı,  saldırgan olma eğilimindedir. Halka açık yerlerde yargılama duygularında bir artış, kaçınma veya reddetme davranışı, aynı zamanda başkalarına karşı agresif davranışlar olması muhtemeldir. Sosyallikten uzaklaşmış olmak sinsi olarak kendini koruma mekanizmalarının bir parçası olan küçük gruplar oluşturma riskine ve sonuçlarına yol açacaktır.

Agorafobi gibi sosyal fobilerin artması muhtemeledir. Kalabalık korkusu, kurtarılmasının zor olduğu bir yer, antropofobi (insan korkusu) veya blemmophobia (başkalarının bakış korkusu, anormal olarak algılanma veya algılanma korkusu).

Nasıl çalışılır?

Pek çok kişi evden çalışabilse bile, normalleşmeyi takip edecek günler veya haftalar, en azından evimizden farklı bir ortamda fiziksel bir işe geri dönüş olacaktır. Evde kalmaya alışmak biraz zaman aldı. Hatta bazıları, küçük bir alanda yalnız olmayı veya kendilerini iyi hissettikleri, dış tehditlerden korundukları bir odada kilitlenmeyi bile tercih ettiler. İşe dönüşle birlikte, alıştığımız kapalı, korunaklı ortamdan çıkmaya çalışmalıyız ve yavaş yavaş hayatın dışarda olduğunu zihnimize tekrar hatırlatmalıyız. 

Şirketlerin muhtemelen başka bir çalışma biçimini düşünecekleri ve çalışanlarına daha serbest çalışma saatleri sunabilecekleri organizasyonlar adaptasyon zamanını daha da kısaltacaktır. Normalleşme, çalışma şeklinizi yeniden düşünmek, kendinize yeniden güvenmek ve isteklerinizi daha iyi belirlemek için yeni bir başlangıçtır.

Dürtüsel davranışlar, fazlalık, bağımlılıklar! Nasıl kendini disipline sokabilirim?

Evde kalmaya zorlanmak hiç kimse için doğal değildir ve özgürlüğün kısıtlanması çoğu zaman hayal kırıklığı yaratır. Her bireyin ihtiyaçları vardır, istediği şeyi yapmakta özgür olmak, isterse dışarı çıkmak, uygun gördüğü şekilde havayı almak, istediği şeyi satın almak ve tüketmek. “İnsanlara, bir şey yasaklandığında, aşırı tüketime ihtiyaç duyuyor. Aşırı tüketim artışı, büyük krizlerden veya savaş dönemlerinden sonra tarihte özellikle görüldü. Normalleşme süreçleri, dürtüsel ve aşırı davranışları tercih etme riski taşır. Arzular her birine özgü olacaktır, ancak genel olarak eğlence, arkadaşlarını görmek, mağazalarda satın almak, kısacası, zamana yetişmek. Zaman kaybettiğimizi düşünüyoruz.

Alkol, ekran bağımlılığı ve aynı zamanda riskli cinsel uygulamalarda artış görülmesi riski de vardır. Bu dönemde zaten alkol bağımlılıklarında bir artış görülüyor. Alkol bazı insanlar için zorunlu evde kalmaya, yalnızlığa ya da can sıkıntısına daha iyi katlanmanın ve gerçekte daha az dirençli  olmanın bir yoludur. Psikoterapist, ” Tüketim sınırlarını, kendi kendini düzenlememiz, kısaca kendi içgüdülerine yenik düşmememiz gerekecek,” diye ısrar ediyor. Alkol kullanmadan günler empoze etmeyi, ekransız zamanlar geçirmeyi ve eve dönme zamanlarını ayarlamayı kendimize öğretmemiz gerekecektir.

Normalleşme sürecinde tavsiyeler.

Normalleşmeyi bir fırsat olarak kabul edin:

Bu dönemi, doğru soruları sormak ve kendinizi dinlemek için bir şans olarak olumlu bir şekilde görün. İstediğimiz şeyleri, kişisel yaşamdan ziyade birbirini daha iyi tanımak, kendini daha çok dinlemek ve daha fazla farkındalığa sahip olmaktır. 

Projelere sahip olmak:

Kesinlikle yeni ve belirsizliklerle dolu bu dönemin geçici olduğunu anlamalısınız. Hayatta hiçbir şey sürmez. Bu yüzden, kurabileceğiniz projelere odaklanmanızı tavsiye ederim ve onları beklemeden gerçekten düşünmek, çünkü bir noktada gerçekleşebilir ve somutlaştırılabilir olacaklar. Projeler hazırlamak, bu durumun ebedi bir şey değil, bir geçit olduğunu anlamanıza izin verir. Somut olarak, projelerinizi listeleyin (işleri değiştirmek, gayrimenkul satın almak, bir gezi düzenlemek, yeni bir fiziksel aktivite başlatın …), ihtiyacı hissediyorsanız yazın, sevdiklerinizle konuşun ve somut bir şekilde öğrenin. 

Güvence altına alın:

“Endişelerinizle sürekli yüzleşmeniz gereken bir dönemde, güven verici çözümler bulmaya çalışmalısınız. Korkmak, böyle bir ortamda normal bir durum olmakla birlikte, kendinize öğretmekten çekinmeyin. Kendinizi güvende hissetmek için, kendinize gerçekten neden korktuğumuzu sormanız ve bu kaygıyı en aza indirmek için korkularınızı ortaya koymanız gerekiyor, “diyor psikiyatrımız. Örneğin, salgından korkuyorsak, kendimizi daha fazla korumak, maske ve eldiven takmak, sosyal mesafeyi korumak, sık sık ellerimizi yıkamak için her şeyi yapacağız … Toplu taşımadan korkuyorsak, ilk günler için bir araba bulmaya çalışabiliriz. Korkularımız ne olursa olsun, duygusal desteğe sahip olmak için etrafınızdakiler ile konuşmaktan çekinmeyin. Endişelerinizi zayıflık olarak görmeyip, önlemlerinizi inşa etmek için sebep görerek daha güçlü hale gelebilirsiniz.

Alışkanlıkları yeniden kurun:

Sınırlanma, alışkanlıklarımızı ve günlük yaşantımızı altüst etti. İşe gitmek, çocukları okula götürmek, aktivite yapmak, günlük bir rutin veriyor. Tekrar eskisi gibi bu aktivitelere hızlıca başlayın.

Normalleşme sürecinde iş verene tavsiyeler.

Sağlık bakanlığınca uyum süresince önerilen tüm hijyen kurallarını denetleyin. Önerilen tüm kurallları harfiyle uygulayın. Bu covid kapma kaygısını azaltacaktır. Çalışanları işe başlatmadan genel eğitime tutun.

Covid hijyeni için hangi önlemleri aldığınızı açıkça anlatın. Kendi veya çevresinde covid tanısı alıp işe düzelip dönenlere karşı ayrımcılık, demotivasyon nedenidir. Bu bilgilerin (Covid yaşamış ama iyileşmiş olmak) paylaşımı hakkında dikkat edilmelidir. Zira diğer çalışanlarınız bu durumda çalışmayı red edebilir, işleriniz yavaşlayabilir. İş yükü artışı aşamalı olarak arttırılmalıdır.

Çalışanların sosyal adaptasyonları için daha uzun aralar verilip zamanla normal vardiya sistemine dönülebilir. Aktif çalışmaya geçmeden iş tanımlarını belirleyin. Bu noktada çalışanları aşırı zorlayıp tükenmelerine neden olmamaya çalışın. Aşamalı çalışma zamanı artışı uygulayabilirsiniz. İşyeri hekiminizi mümkünse tam zamanlı bulundurun. Gerekli taramaları yapmasını sağlayın. Hastalananların hangi kurumlara gidebileceği konusunda bilgi verin. Kronik hipertansiyon, kalp hastalığı vb olanları düzenli sağlık kontrolü ile çalıştırın. Ailesinde covid nedeniyle kayıp yaşamış depresif, travma yaşayan çalışanlarınızın psikolojik destek almalarını sağlayın. İşe başlamadan önce ruhsal sıkıntısı olanları tarayabilir, böyle bir sorun olup olmadığını sözel

olarak sorabilir ilgili birimlere yönlendirebilirsiniz. Belli periyodlarla çalışanlarınızın stres durumunu tarayın.

Covid kapma endişesini engellemek için önerilen sosyal mesafe kurallarını çalışanlarınıza sağlayın. Çalışanlarınızı kaygıyı değil yapıcı mizah ve destekleyici tutum kullanma yönünde destekleyin. Birebirlerine destek olmalarının onların da iş yükünü azaltacağını anlatın. Ciddi uyum sorunları yaşayan çalışanları bir süre evden çalıştırmayı deneyebilirsiniz. Alıştırarak çalışma alanına dönmelerini sağlayabilirsiniz. Akrabalarında aktif hastalık olan ve bakım vermek zorunda olan çalışanları saptayın gerekli önlemleri alın. İşe başlarken iş yükü paylaşımının adil yapıldığına, zorlanan çalışanların adil şekilde dönüşümlü başka görevlerde kısmen dinlendirilmelerine dikkat edin. İş yerinizde kilit fonksiyonlarda olan çalışanlarınızı öncelikle eğitin. Bu işlerin yavaş da olsa sürmesini sağlayacaktır. Geçici-ara işçi alımı yaptıysanız hijyen ve işleyiş yönünde iyi eğitim sağlayın.

Randevu Talebi